27 Ağustos 2008 Çarşamba

mucur gelenekleri

Mucur İlçemizin Gelenekleri ve Kültürü

Kışlık Ekmek Yapımı :

Yaz ve baharda sık sık yapılan yufka ekmek, kış aylarında hava şartları nedeniyle sık sık yapılamaz. Sonbaharın sonlarında çokça yufka ekmek bahara kadar yenir, kış ekmeği yapılacak evde hazırlıklar yapılır. Hamur yoğrulmasından başlayarak ekmek yapımının her safhasında kadınlar arasında bir yardımlaşma olur. Bu kadınlar ekmek yapacağı gün sabah ezanı ile gelirler. Evin hanımı, gelini, kızı sabaha kadar yatmaz hamur yoğururlar. Leğenlerle yoğurulan hamurlar beze denilen küçük toplar haline getirilirler. Ekmek yapılan yerlere ekmeklik veya örtme denir. Ekmeklikte ekmek tahtası, oklavalar, pişirgeç hazırlanır. Tandır yakılır.

Kışlık ekmek yapımı, gece geç saatlere kadar devam eder. Ekmek yapmaya gelenlere yemek vaktinde yemeleri için börek içi hazırlanır. Ya soğanlamaya, ya yumurtalı, yada peynirli börektir. Soğanlama herkes tarafından çok beğenilen ve bilhassa dışardan gelenlerin mutlaka yemek istedikleri bir börektir. Soğanlama yapmak için dometes, biber, soğan, kıyma... gibi şeyler doğranır. Açılan yufkanın içerisine konularak pişirilir. Yufka ekmek yapılan her evde mutlaka soğanlama yapılır. Yapılan bu börekler mevsimine göre çeşitli meyvelerle (Kavun, Karpuz, Üzüm...) sıcak sıcak, taze taze yenir. Ayrıca tandır çok yandığı için ateşi bol olur. Ateş boşa gitmesin diye ev sahibi ve komşular kelle, güveç, işkembe... gibi şeyler hazırlayıp tandıra koyarlar. Kış için büyük dert olan kış ekmeği sıkıntısı bitmiştir. Soğuyunca üst üste konulan bu ekmekler sırası geldikçe sulanıp sofrada tüketime sunulur. Bağ Bozumu: İlçemiz ve çevresinde üzüm bağları çoktur. Bağ bozumuna hayli emek ve zaman isteyen bir iştir. Bağ bozumu için komşular, yakın akrabalar çağrılır. Sabah hep birlikte bağa gidilir. Herkes eline bir sepet alarak üzümleri toplamaya başlar. Toplanan üzümler şırahaneye (Şirahne) doldurulur. Şirahne üzümü çiğneyip sıkmak için kullanılan küçük bir havuzdur. Bu havuzlar ya bağlarda, ya da evlerde olur. Şirahneye doldurulan bu üzümleri birisi ayaklarına çizmeler giyerek çiğner. Çıkan şıralar bir kapta toplanarak bağ leğenine doldurulur ve ateşe konur. Şıranın kaynatılırken yanmaması için içine pekmez toprağı j denen ve her yerde bulunmayan toprak konur. Şıranın kaynatılırken yanmaması için içine pekmez toprağı denen ve her yerde bulunmayan toprak konur sonra kıl torbalarda süzülür. Süzülen şıralar tekrar kaynatılır ve pekmez yapılır. Kaynayan pekmez içerisine elma, ayva gibi meyveler atılır. Bunlar pekmezle birlikte hem pişer, hem de pekmezi içine alır. Bir tarafta pekmez kaynatılırken, diğer taraftanda oyunlar oynanır. Eğlenceler düzenleyip eğlenirler. Birlikte yemek yerler. Yenilen yemekler çoğunlukla ya mantıdır, ya da bol et ile suluca pişirilen bulgur pilavıdır. Yapılan pekmez çok olursa, birazı ile koftur yapılır. Köftür yaparken de ipe dizilmiş çeyiz içi pekmeze batırılarak ceviz sucuğu yapılır. Ayrıca üzümü taze saklamak için de hevenkler yapılır, serin yerlere asılarak kışın yenir. Kışın gelen misafirlere çıkarılan yiyeceklerin başında taze üzüm, ceviz sucuğu ve koftur gelir. Yapılan pekmezin bir kısmı da ekşi pekmez olur. Bu pekmezle yapılan şerbetin içimine doyum olmaz.
Pekmez Yapımı

"Köme" Âdeti
İlçemizde halkın dinlendiği ve eğlendiği çayır denilen yerde, yapılan gelenektir. Her yıl 31 Ağustos köme şenlikleri olarak kutlanmaktadır. Köme adeti kümeleşmekten gelmektedir. Mucur'un çayır denilen mevkiinde 6 Mayıs Hıdırellez ile beraber başlar, havalar soğuyana kadar, bilhassa pazar günleri her hafta devam eder. Dinlenmek ve Eğlenmek isteyen aileler, vatandaşlar buralarda piknik yaparlar, ağaçlıklar arasında dolaşırlar, eğlenirler, neşeli ve mutlu bir gün geçirmeye çalışırlar. Eskiden genç kızlar ve erkekler buralarda görüşüp tanışır ve evlenmeye zemin hazırlarlarmış. Bu durum günümüzde önemini kaybetmiştir. Mucur'un en güzel spor alanı buradadır. Gençler spor yarışmaları ve çalışmalarını çoğu zaman burada yaparlar. Son yıllarda bir çok aile haftanın hemen her gününde pikniğe gitmekte ve yorgunluklarını gidermektedirler. Belediyece bu piknik yerlerine piknik masaları ve oturaklar yaptırılmıştır. Çevreye çöp bidonları konulmuş ve gelecekte de daha düzenli hale getirmek için çalışmalar yapılmaktadır. Burada bulunan Osman Pınarı denilen çeşme Mucur'un en ünlü soğuk su çeşmesidir. Başta Kırşehir olmak üzere yakın İl ve İlçelerden de eğlenmek ve piknik yapmak üzere çayır denen mevkiye insan akını olmaktadır.

Bulgur Türk insanının baş yiyeceğidir. Bulgur basit görüldüğü kadar hazırlanması da zahmetli bir yiyecektir. Bulgur yapımı için alınan buğday, büyük bağ leğenlerin yahut kazanlarında alevli ateşle kaynatılır. Sonra kuruması için genişçe ve güneş alan bir yerde bez yahut kilimler üzerine serilir. Tavuklar ve başka hayvanlar zarar vermesin diye başında beklenir. Kaynatılan bulgurdan komşulara da verilir. Taze sıcak bulgurun içine ceviziçi karıştırılarak yemesi çok güzel olur. Kuruma işi bazen birkaç günde ancak olur. Kuruyan bulgur "Sohu Taşı" (Dibek) denilen içi oyuk taşlarda büyük tokmaklarla dövülür, bulgur dövme işi zor olduğundşn mahallenin gençleri toplanıp döğerler. Bulgur iki, üç hatta dört tokmakla birlikte doğulur. Bulgur döğerken türküler söylenir, çeşitli yiyecekler yenir çoğu zaman bulgur akşam serin havada doğulur, döğülen bulgur eskiden taş değirmenlerde evde çekilirdi. Artık bulgur mevsiminde mahallelerde gezen motorlu değirmenler de çekilmektedir. Çekilen bulgur savrulur ve elenir. Savururken bulgur unu ayrılır Buna "Kavut" denir. Kavut pekmezle karıştırılıp yenir. Bir çeşit helvadır. Bulgur elendiğinde iki kısma ayrılır. Kalın kısmı bulgur olarak kullanılır. İnce olanı da düğüdür. Düğü de çorba ve bazı yemeklerin yapımında kullanılır.

Yemekleri :

Mantı (Kesme Mantı): Una yumurta katılarak hamur yapılır. Tuz ilave edilir. Hamur yuvarlak bezi yapılır. Oklava veya merdane ile açılır. Hafif kurumaya bırakılır. Açılmış olan ve biraz kuruyan hamur üstüste konup ince dilimler halinde kesilir. Kesilen mantılar kurutulur. Pişirmesi ise makarna gibi olur. Suyu kaynatılır ve biraz tuz atılır. Mantı kaynayan suda haşlanır ve suyu süzülür. Önceden hazırlanan sarımsaklı yoğurt ile iyice karıştırılır. Sonra bir başka kapta üzerinin sosu hazırlanır. Sos yağ, bolca domates, biber, kıyma, ile yapılır. Sosun karabiber, pul biber ve maydanoz ekilir. Sarımsaklı yoğurt ile karıştırılmış mantının yine üzerine sos dökülerek servise hazır hale getirilir.

Yoğurt Çorbası: Yarma denilen döğme buğdayla yeşil mercimek, biraz haşlanmış nohut güzelce yıkanır. Süzme yoğurt ile bunlar iyice karıştırılır. İçine bir yumurta kırılır. İki kaşık kadar un katılır. Çok az ayçiçek yağı damlatılır. Mevsimine göre içine yaş veya kuru nane atılır. Bunlar iyice karıştırılır. Biraz su ilave edilir. Kaynayıncaya kadar karıştırılır. Devamlı karıştırılmazsa çorba kesilebilir. Çorban ateşe konunca içine patates, domates, yeşil biber, patlıcan atılır. İlkbaharda temizlenmiş kenger atılır. Çorba piştikten sonra başka bir kapta kuru nane ile yağ hafif kavrulup çorbanın üzerine dökülür ve servis yapılır.

Haşirde: 1 kg. un, 1/2 kg. şeker. Tereyağ ile Un kavrulur. Şeker un ile karıştırılır. Üstünü kaplayacak şekilde soğuk su ilave edilip karıştırılarak suyunu çekinceye kadar pişirilir. Biraz tereyağ ilave edilip çok az tuz atılıp biraz daha pişirilip ocak kapatılır. Sonra tereyağ eritilip üstüne dökülür. On onbeş dakika dinlendikten sonra servis yapılır.

Gendeme (Kemikli Et): Yarım kilo kuşbaşı et tencereye konur. Suyu çekinceye kadar ateşte pişirilerek soğan doğranır. Biraz yağ ilave edilerek, Kiler pişinceye kadar beklenir. Daha sonra domatesi ve biberi ilave edilip çok miktarda su konur. Yarım kilo yarma ilave edilirse iki kilogram su konur, tuz ilave edilip yarma dağılacak duruma gelinceye kadar pişirilerek servis yapılacak hale getirilir.

Mangır Çorbası: Yeşil mercimek suda hoplanır. Sonra küçük kare biçiminde kesilmiş çorbalık mantı ilave edilip pişirilir. Eli biraz yakacak şekilde soğutulup servise hazırlanır. Diğer taraftan sarımsak dövülüp süzülmüş yoğurt ilave edilir. Önceden hazırlananlar
Soğanlama: 250 gr. tereyağ, 1 kg kıyma, 2 kg. kuru soğan, 1 kg. domates 100 gr. sivribiber, pul biberi, maydanoz, kara biber ve biraz da salça. Tereyağ, kuru soğan, kıyma ve sivri biber ateşte öldürülür. Sonra domates tuz baharat, maydanoz ilave edilerek iç hazırlanır.
Hamuru: Un, tuz ve su ilave idelerek normal yumuşaklıkta hamur haline getirilir.
Limon büyüklüğünde beziler alınır. Börek tepsisi büyüklüğünde açılır. Yukarıda hazırlanan içten alınan bir yemek kaşığı iç açılan yufkanın yarısına yayılıp üstü diğer kısmı ile kapatılır. Sac üzerinde pişirilir. Üzümle yemesi güzel olur.
Pelte: 1/2 kg. un-250 gr. tereyağ-250 gr. pekmez. Un yağ ile pembeleşinceye kadar kavrulur. Biraz su ile pekmez ilave edilir, karıştırılarak suyunu çekinceye kadar pişirilir. Biraz tuz ilave edilip ateşten indirilir. Tabaklara konduktan sonra üzerine tereyağ eritilirek dökülür. Üzerine ceviz ezilip dökülebilir.

Oyunları :

Koca Oyunu: Azap denilen (yüzü is yahut kazan karasıyla siyahlatılmış birisi) kadın gibi giydirilmiş iki erkek, köy (veya mahalle) odasına getirtilir. Koca denilen ihtiyara teslim edilir. Bir ara azap dışarı çıkınca, def ve kaşıkla "Menevşe biter, bahar, yaz geldi aman aman"türküsü söylenerek azap oynatılmak istenir. Azap önce razı olmaz. Sonunda razı edilir. Oyun devam eder. Azap'ın sırtına kalın bir baş yastığı bağlanır. Odada bulunanlardan bazıları ellerine değnek alarak, azap daha hızlı oynasın diye sopalarla vurmaya başlarlar Bilhassa düğünler de bu oyun oynanır.

Odun Getirme Oyunu: Düğün ekmeği yapmakta kullanılacak odunları oğlan tarafı bağlardan toplayıp getirirler. Düğünevi düğün ekmeğini yapmaya başlar. Yapılan yağlı çörekler yenir ve bir kişi tarafından kız evine yağlı ekmek gönderilir. Bazen bazlama adı verilen çörekler, yaşlı, saygın bir kişi tarafından odalardaki misafirlere verilir. Sonra Mahalli türkülerle tef ve kaşık çalarak gençler oynatılır.

Kelle Atma Oyunu: Bu oyun daha ziyade yarışma şeklinde olur. Düğüne gelen gençler, koyun veya sığır kellesini yüksek bir damın üzerine atmaya çalışırlar, kelleyi dama atamayanlar atan tarafa ziyafet çeker. Ziyafetten sonra türküler söylenerek eğlenilir.

Demir Atma Oyunu: Kelle atma oyunu gibidir. Düz sokakta iki takım halinde gençler yarışırlar. Demiri en uzağa atanlar galip gelir, ötekilerine ziyafet çektirirler. Gençler daha sonra eğlencelerine sıra türküsü ile devam ederler

As-Kes Oyunu: Düğünlerde gelin gelip gerdeğe girdiğinin ertesi günü yapılır. Güveye bey adı verilir. Beyi seven arkadaşları bir araya toplanır. Beyin iki zaptiyesi bulunur. Zaptiyeler bir ağaca ip bağlayıp boğazlarına silah asarlar. Odanın tavanına adam asmak için ip bağlanır. Ve sudan bahanelerle şikayet edilen adamı yargılar ve asılması için emir Verirler, suçlu kurtulmak için para, kuzu ziyafeti vs. vaadinde bulunup, kurtulur. Toplantıda bulunanlara ziyafet verilir, yiyip içildikten sonra oyun ve eğlence devam eder.

Sin-Sin Oyunu: Düğün birinci ve ikinci gecesi oynanır. Köyün veya mahallenin gençleri toplanıp, ortaya ateş yakarlar. Ateş sönmesin diye gazyağı veya yanık yağı dökülür. Bazen de eski lastik yakılır. Gençlerden biri ateşin etrafında sırtı ateşe dönük vaziyette davul ve zurnanın çaldığı havaya uygun ritmik hareketlerle dönmeye başlar. Başka bir genç elinde kayışla yahut tekme ile ona vurmak için atılır. Önceki genç kendisine vurdurmamak için kaçar, sonradan oyuna giren genç ateşin etrafında aynı hareketleri yapar. Oyun böylece devam edip gider. Bu oyunun en önemli özelliği hem ritmik hareketlerdeki beceri, hem de rakibi olan oyuncuyu saf dışı etmektir.

Kayın Gitme: Düğünün ikinci gününün akşamı kız evinin gençleri, oğlan evine kayın giderler. Bunun için gündüzden oğlan evine haber gönderilir. Akşam gençler bir araya toplanıp, oğlan evine varırlar. Oğlan evi gelen gençlerin sayısına göre sofra hazırlarlar. Oğlan evinin gençleriyle birlikte yenilir, türküler söylenip çeşitli oyunlar oynanır.

Bulgur Dövme: Bir evin yıllık bulgur ihtiyacı ekseriya sert buğdaydan (şahmandan) yapılır. Kaynatılan bulgur, serilir, kurutulur. Buğdayın dışındaki kabuğun soyulması için soku adı verilen oyuk taşın içinde tahta tokmaklarla dövülür. Bir çok yerde sokunun ismi dibektir. Köyün veya mahallenin gençleri bir araya gelip, sokuda bulguru döverler. Bulgur sahibi, gençlere çeşitli yiyecekler ikram eder. Bulgur döven, gençler birbirlerini yormak için yarışırlar. Yorulan genç pes eder.
Güreş Tutma: Bazı düğünlerde oğlan evinin gençleri ile kız evinin gençleri arasında güreş müsabakaları yapılır. Yenilen taraf, galip gelen tarafa ziyafet çeker.

Hiç yorum yok: