9 Ekim 2011 Pazar

eskiden konyada yaz ve kış hazırlıkları

ÖRF-ADET-GELENEK-GÖRENEKLER
Eskiden Konyalı bir ailenin dört mevsimine göre ayrılmış bir takım adet ve gelenekleri
vardı. Bunlar halen bazı yerli ailelerde kısmın görülmektedir. lkbaharda, Nisan ayının
ortalarından sonra ev işleri artardı. Evvela sobalar sökülür, temizlenir, rutubetsiz bir yerde
saklanır. Sıra halıların temizlenmesine gelirdi ki, ev halkı ile beraber komşuların yardımı da
istenirdi. Halılar ve kilimler bahçede veya sokakta çırpılırdı. Halının üzerindeki tozlar
süpürülerek naftalin saçılıp katlanır, serin bir yerde muhafaza edilirdi. Bu olaya göç denirdi.
Bu arada yataklar ve minderlerin yünleri dökülür, değneklerle döğülür, temizlendikten sonra
eski kılıflarına doldurulurdu. Bu eşyanın bazıları göçe konurdu. Odalardan kışlık serecekler
kaldırıldıktan sonra bu defa sedir üzerine divan yastıkları üzerine kar gibi beyaz etekleri
dantelli işlemeli yaygı ve örtüler serilirdi. Geniş odaların ortasına kilim yayılırdı. Bu işler
yapılmadan önce duvarlar kireç ise badana toprak sıva ise "ak toprak" cilası yapılır. Oda taban
tahtaları, dolap kapakları, pencere çerçeveleri fırça ile sürtülerek yıkanıp temizlenir, camlar
silinirdi. Ev eşyasından sonda, kışlık yiyecekler yıkanır, kurutulur, naftalinlenerek temizler
bohçalar içerisine konup, göçün üzerine bohça istifi yapılırdı. Bahar temizliği bittikten sonra
sıra sebzelerin kurutulmasına gelir. Taze nane ve maydanoz alınır, bol suda temizce yıkanıp,
sapları ayıklandıktan sonra gölgede kurutulurdu. Kurutma işleminden sonra, temiz keselere
konarak izbe duvarlarındaki çivilere takılırdı. Meram ve çevresinden bağ evlerine göçülür ve
yaz boyunca oralarda oturulurdu. Eskiden Konya'nın yerlileri, yağ, peynir, yoğurt ve süt
ihtiyaçlarını çarşıdan karşılamazlar evlerinde besledikleri inek veya mandıralardan temin
ederlerdi. Ayrıca güz ayında etlik yapmak için ve yine kışın kesmek maksadıyla 8-10 kadar
koyun ve keçi alınır, ahırın bir tarafına bağlanıp, gündüzleri bahçede veya civar meralarda
otlatılırdı. Güz aylarında bahar aylarına kadar ahır kapısı yanında toplanmış olan hayvanların
gübreleri, ev halkının veya bu iş için tutulan işçi kadınların yardımıyla yapma veya mayız
(tezek) denilen bir eşit kış yakacağı hazırlanır. Bunlar kışın tandıra ekmek yapmak için
yakıldığı gibi odun yerine sobada da yakılır. Kuruyan yapmalar tandır civarında yakacak
örtmesi veya yakacak damı denilen yerlerde intizamlı olarak kayılırdı.
Yaz Hazırlığı: Meyveler bu mevsimde olur, kışın ev ihtiyacını karşılayacak miktarda
vişne, kayısı, erik bahçede varsa ağaçlardan toplanır, yoksa çarşıdan satın alınırdı. Vişne
reçelinden başka vişne şurubu da kış için kaynatılırdı. Diğer taraftan kayısı, erik, üzeri
karanfille süslenmiş armut ve elma reçelleri hazırlanırdı. içleri yeşil sırlı çömleklere reçeller
doldurulur, ağızları okunup üflenerek ve ağız tadı ile yenmesi temennisiyle ağızları temiz bez
örtüler örtülür ve bağlanır, izbenin serin olan duvar diplerine konulur. Reçellerden sonra sıra
kurutmalara gelirdi. Sabah serinliğinde bahçedeki ağaçlardan toplanan kayısı, küfelere
toplanarak ikindi serinliğinde damın temiz bir yerine örtü veya hasır serilerek kayısılar
üzerine ayrılıp kurutulmaya bırakılırdı. Erik ve diğer meyvelerde aynı tarzda kurutulurdu.

Kayısı ve erik meyvesi fazla olgunlaşmış durumda olursa süzgeçten geçirilerek, içleri
yağlanmış bakır tepsilere pestil yapılmak üzere dökülürdü.

Kışın hoşaflık için vişne, elma kurutulur, bazıları kabukları soyulur dilimlere ayrılarak kurutulmaya hazırlanırdı.

Ayrıca yaz mevsiminde evin ihtiyacını karşılayacak nispette domates salçası çıkarılır, kabak, patlıcan ve biberleri içleri oyularak kurutulurdu. 
Bazı sebzelerde ince dilimler halinde dam üzerinde kurutulmaya bırakılırdı. 

Yaz aylarının sonlarına doğru sıra bulgur yapmaya ve nişasta çıkarmaya gelirdi. Bir kış mevsimi tarladan ve buğday pazarından yumuşak buğday alınır. Komşularla yardımlaşarak bulgur kaynatılırdı. Dama serilmiş olan örtülerin üzerine yayılarak kurutulur, iki günde kuruyan buğday çuvala konarak değirmende öğütülürdü. 

Bundan sonra sıra kışlık ekmek buğdayına gelirdi. Bir kış yetecek miktarda birkaç ton buğday alınır, temizlenip yıkanır, kurutulduktan sonra değirmene götürülerek öğütülür ve izbedeki un
ambarına dökülür ve çuvallara konularak muhafaza edilirdi.

Sonbahar mevsiminin de kış hazırlıkları başlardı. Bu hazırlıkların başında hiç şüphesiz
üzüm bağı olanlar için pekmez, kaynatma gelirdi. Bağdan araba veya merkep üzerine
yüklenmiş küfelerle üzüm eve getirilir, yakacak, damı yakınında bulunan çamaşırhaneye
dökülür, salkımlardan iri ve sert olarak seçilerek sicimlerle birbirine bağlanır. şte bu
hazırlanmış Hevenk'ler tavan arası veya izbenin direklerine çakılmış çivilere asılırd
ı.

Çaraşa doldurulan üzümler ayakta ezilmek suretiyle suyu çıkarılır, ak topraktan geçirilen bu şıra
üzerinde kaynatılır, leğenden kazana alınarak soğutulmaya bırakılırdı. Pekmez kaynarken bir
kısmının içerisine kuru kayısı dilimlenmiş yahut ufak bütün kabak, patlıcan atılarak pekmezli
reçel elde edilirdi. Pekmez hazırlığı bittikten sonra sıra turşu kurmaya gelirdi. Sırçalı
küpçüklerle sebzesine göre ve evde en çok sevilen sebzelerin turşusu kurulurdu. Turşu
sirkeleri çarşıdan ziyade evlerde hazırlanırdı. Bu sirke ekseriye pekmez için sıkılan üzümün
posasından yapılırdı. Buna cıbra denirdi.
Turşu hazırlığı bittikten sonra da sıra pastırma ve
sucuk yapılmasına gelir
di. Çarşıdan alınan veya evde beslenen kısır inek veya güve kesilerek
bir kısmından pastırma, bir kısmından sucuk yapılırdı. Sığır eti sucuğunun sert olmaması için
bir veya iki keçi-koyun kesilerek, etleri karıştırılırdı
. Pastırmalar denge konulduktan sonra
sucuklar doldurulup kurutulur. Ayrıca kışın hazır olması ve çarşıdan et alınmaması için (etlik
yapma) denilen kavurma hazırlanırdı.
Pazardan alınan 5-6 koyun veya keçi, yada ufak bir
sığır, eve getirilen kasap tarafından kesilerek etleri komşuların yardımıyla doğranır, bir kısmı
da kemikli olmak üzere kıyma denilen kavurma hazırlanırdı. Kavurma piştikten sonra
yardımda bulunmuş olan komşuların evlerine birer sahanın içerisi ekmekli kavurma
gönderilirdi. ki buna (ekmek salması) denir. Sıra en son kışlık yakacağı gelir. Ekseriye kışlık
yakacak bahardan alınıp kırılarak yapılır, halılar ve kilimler göçlerden çıkartılarak serilir,
sobalar kurutulur, kışlık giyecek eşyaları bohçalardan çıkarılarak giyime hazırlanır, bundan
sonra günlük ev işleri başlardı.

Hiç yorum yok: