9 Ekim 2011 Pazar

HAMURCUDA KIŞ HAZIRLIKLARI

KÖYDE KIŞ HAZIRLIKLARI  
Köyde kışa doğru hazırlıklar başlardı. Bağ bozumu sonrası asmalık üzümlerin asılması ve pekmezlerin yapılmasıdır. Sonbahardan sonra tarlalar sürülüp  ekilmeye başlanır. Bağların gözleri kapatılırdı. Bağlardan kesilen odunlar ve üzüm çubukları doğranarak kış hazırlıkları yapılırdı. Kerpiç ve kerme de yakacak için toplanırdı. Evlerde tandırlar yakılır kışlık yufka hazırlanırdı. hazırlana yufkalar yüksek yerlerde üst üste konularak biriktirilirdi. Tandırlar yanınca kete,çörek ve bazlama pişirilir, çömleklerde yemekler pişirilirdi. Kışlık için değirmenlerde öğütülen unlar çuval veya genellikle tahta ambarlar da  muhafaza edilirdi. Evlerde dizi dizi çömlekler olurdu. İçlerinde bulgur, pekmez, peynir, yağ,turşu gibi gıda maddeleri bulunurdu. Bir köşede kayılmış yufka ve anbarda un olurdu.

BULGUR KAYNATMA
Yazın Hasat sonrası en iyi buğday eve getirilir evde leğene su doldurulur. İçine aldığı kadar buğday dökülür. Leğenin üstüne bir oklava uzatılır, onun üstüne de bir kalbur konur. Kalbura alabildiği kadar buğday konulup suya daldırılıp daldırılıp çıkarılır. Bu suretle hem buğday yıkanır hem de taşları kalburun altına çöker. Avuç ile temiz buğday alınır. Tekrar daldırılır. Bu ameliyeye devam olunur. Kalburdaki buğday bitince tabana çöken taşlar atılır. Bu suretle buğday yıkanır, arınır. Kurutmak üzere komşulardan toplanıp güneşe serilen kilimlerin üstüne dökülür. Akşama kadar kurur. Ertesi günü bir ocak yakılıp üstüne büyük bir pekmez leğeni konulur. Buğday doldurulur. Ocağın altı yakılır, pişer hedik olur. Birer tabak komşulara dağıtılır. Herkes yiyebildiği kadar yer. Çok nefis olur. Güneşe yine serilir, iki gün günlendirilir. Bir taraftan da karıştırılır. Tam kuruyunca setenciye haber gider. Gelip çuvallanmış bulguru setene götürürler. Seten bir metre yükseklikte döşemeli hafif çukur yalağın üstüne bir buçuk metre kutrunde, elli santim kalınlığında ve daire biçiminde ağır bir seten taşı, yalağın ortasından tavana bağlı bir mihvere raptedilmiş ve taşın ortasından da bir boyunduruk öküzün veya atın boynuna bağlanmıştır. Kuru hedik bu çukura dökülür. Üstüne bir miktar su serpilip tahta kürekle taşın altına dağıtılır. Ata bir kırbaç vurulur. At döner, taş döner ve hediğin kepeği taşın baskısı altında kabarır. İş bitince yine setenciler eve getirip serili kilimlerin üzerine dökerler. Yirmi şinik bulgurdan bir şinik haklarını daha setenlemeden alırlar. Setenlenen bulgur güneşte iki saat kalınca kurur. Savrulur, kepeği çıkar. Çuvallara doldurup hemen taş değirmen kurulur. Kadınlar ödünçleşe birbirinin bulgurunu çekerler
MAKARNA VE ERİŞTE KESİMİ
Buğday yıkanıp kurutulduktan sonra değirmene yollanıp gayet ince bir şekilde öğütülür. Eve gelir ve ince elekten elenir. Hamur, yumurta ile karıştırılarak çok koyu ve katı bir şekilde yoğrulur. Sabaha kadar dinlenir. Sabahleyin komşu kadınlardan bıçağını alan gelir. Bir taraftan oklavalar yufkanın kalını şekilde açılır, bir taraftan da kesici hanımlar bir milim kalınlığında ve üç santim uzunluğunda keserler. Kesilen bir taraftan güneşe taşınır. Yeteri kadar erişte kesilince makarna kesilmeye başlanır. Bu da kendine ait olan kurutma yerine götürülür. Kurutulur. Makarna toplanıp kabına konar ama erişte tandır yakılarak yufka sacının üzerinde kavrulur. Soğutulur, yerlerine kaldırılır. İkisi de yemek yapılmaya hazır hale gelmişlerdir.
TURŞU KURMAK
Turşu kurma çeşitli sebze ve meyvelerin salamura  adı verilen tuzlu, asitli çözeltide bir süre bekletilerek uzun süre saklanabilecek hale getirilmesidir. Genelde köyde kışa hazırlığının önemli bir kısmıdır.Önceleri büyük boy küpler içerisinde turşuların kurulumu yapılmaktaydı. Günümüzde bu tür toprak kapların yerini plastik, cam kavanoz, paslanmaz teneke kaplar almıştır.Körpe sebze ve meyveler sıkı dokularından dolayı turşulanmaya daha elverişlidir. Turşusu yapılabilen sebze meyveler arasında salatalık, lahana, biber, yeşil domates, acur, fasulye, pancar bulunur.Turşu kurulumunun yapıldığı kaba sarımsak, dereotu ve gibi malzemeler aroma vermek amacıyla eklenir.İyi bir turşu yapılabilmesi için, salamuradaki tuz oranının çok iyi ayarlanması gerekir. Aksi halde, turşu ya yenemeyecek kadar tuzlu, ya da az tuzlu olur. Tuz oranının az olması ise, istenmeyen zararlı canlılann üremesine ve yumuşamaya neden olur.
YAPRAK KURUTMAK VE SALAMURA
Mayıs ayının sonlarına doğru her ev bir gayret içine girer. Bağlara gidip beyaz üzüm, kara üzüm,  çubuklarının yapraklarını toplarlar. Diğer yaprakların arkaları ince tüylü olduğu için onları toplamazlar.  Köyde yaprak iki şekilde değerlendirilir. Birincisi yapraklar ipliğe dizip kurutulur. Kuruyan yapraklar bağ bağ tavana asılır. İkincisi ise salamura şeklinde yaprağın değerlendirilmesidir. Kışın da ipten bir parça sıcak suya batırılıp sarılır veya kuru yaprak öfelenerek ezilir, yemek çömleğine konulan bir avuç bulgur ile yağı tuzu ve salçası ilave edilip tandıra indirilir.
YUFKA YAPILMASI
Yufka ekmeğinin en önemli özelliği dayanıklı olmasıdır. Köyde yardımlaşarak bir seferde komşu ve akrabaların da katılımıyla yapılır. Yapıldığı zaman ise herkes için çok miktarda yapılır. Üst üste dizilerek katman halinde stoklanır ve üzeri örtülür. Kullanılacağı zaman üzerine su serpiştirip biraz bekletilerek yumuşaması sağlanır. Yemeye hazır hale gelen yufka, öylece yenilebildiği gibi, dürüm olarak ya da çeşitli yemek malzemesi olarak da kullanılabilir. Yaz sıcağında ve ağır tarım işlerinin yapıldığı sırada yufka ekmeği diğerlerine tercih edilir. Çökelekli dürüm, göğ soğanlı ve kaynamış yumurtalı dürüm, kavurmalı (sızgıt) dürüm,  Bazlama ise, saç üzerinde veya fırınlı sobalarda  genellikle mayalı olarak pişirilir. Köyde evlerde sık sık bazlamalar yapılır.

PEKMEZ ve SALÇA YAPIMI
Salça Özellikle domatesin çeşitli metodlarla koyulaştırılmış özüdür. Yemeklere lezzet ve kıvam vermek, yemeklerin gıda değerini arttırmak için kullanılır. Salça yapımında kullanılacak domates, ince kabuklu, etli, oldukça kırmızı, olgun olmalıdır. Suyu sızdırılan domates ezmesi, kalaylı kazanlara konur. Ateşte pişirilerek yoğurt kıvamına gelinceye kadar pişirmeye devam edilir. Tahta kaşıkla devamlı karıştırılır. Hazırlanan salça, saklanacağı kaplara konur. Üzerine zeytinyağı dökülür. Böylece küf zararından korunmuş olur.
Köyde  pekmez deyince akla, üzümden yapılan gelir. Pekmez yapmak için, üzüm temizlendikten sonra beton şiranelerde  çiğnenir. Süzülerek alınan şıranın gerisinde kalan kısım telis çuvallara konarak iyice süzülür. Böylece üzümden şıra tamâmen ayrılmış olur. Bu usullerle elde edilen şıra büyük kazanlara doldurulur. Kaynama sırasında koyulaştırmayı çabuklaştırmak ve şekerlenmeyi önlemek için kazanlardaki şıra  içine kil ve kireç karışımından meydana gelen pekmez toprağı atılarak iyice karıştırılır. Daha sonra içerisinde şıra bulunan kazanlar hızlı halde yanan ateşin üzerine konur, iyice kaynatılır. Kazanların kaynatma sırasında ağızlarının kapalı olmamasına dikkat edilmelidir.

Hiç yorum yok: