5 Eylül 2009 Cumartesi

ilgisiz alakasız

Aşurenin Tarihi ve Beslenmedeki Önemi
Eda Öndül Nedim Albayrak
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Müh. Bölümü, Van
ÖZET
İnsanlık tarihi kadar eski bir kökene dayanan, tatlı- tuzlu karışımı ilginç bir aş: Aşure. İçine konan malzemeler şekillerini koruduklarından “taneli” denilen bildiğimiz aşurenin yanında “süzme” yada “sütlü” olarak hazırlanan, saray ve konaklarda pişen aşure. “Peygamber aşı” veya “Muharrem aşı” diye de bilinen aşurenin geçmişi, Nuh Peygamber’e dayanmaktadır. Nesilden nesle aktarılan tariflerle günümüz ağız tadına uyum sağlayan tatlı, tuzlu ve baharatların bir araya gelip lezzet cümbüşü oluşturduğu bir aş. Asıl malzemelerini buğday, fasulye, nohut, incir, üzüm ve şekerin oluşturduğu aşurenin piştikten sonra “gelin olması” yani ceviz, fındık, nar taneleri, tarçın v.s. ile süslenmesi gerekir. Geleneksel ve ruhani bir çehresi olan aşure, günümüzün “sağlıklı beslenme” anlayışına uyan öğeleri bünyesinde barındırmaktadır. Karışımında yer alan tamamıyla doğal bileşenlerin protein, bitkisel yağ, karbonhidrat, besinsel lif, vitamin ve mineral madde yönünden zengin olması aşurenin “sağlıklı bir tatlı” olma özelliğini ortaya koymaktadır. Son zamanlarda besinsel lifçe zengin gıdalara olan ilgi, aşureye bu yönüyle de bir değer kazandırmaktadır. Bu makalede aşurenin geçmişten günümüze kadar tarihi ve tarifleriyle beraber içerdiği bileşenlerden dolayı besleyici bir gıda olması üzerinde durulacaktır.
The History and Nutritional Importance of Aşure
ABSTRACT
A dessert as old as human history and a fascinating ‘food’ is called Aşure. Aşure mainly contains wheat, dry bean, chickpea, fig, raisin and sugar. After cooking, it is usually decorated with walnut, hazelnut, cinnamon etc. Aşure not only has the image of rich tradition but spiritual aspects as well. Once served sultans in palaces, Aşure is also called “the prophet’s food” its history dated back to Noah and it is believed that it was served in Ark. Aşure is very delicious and also very nutritive because its contents include a mixture of vegetable proteins, vegetable oils, various complex carbohydrates, a variety of vitamins and minerals and a good source of soluble dietary fiber. All in one cup should be called “The healthy dessert”. In this article, the history from ancient times to today, various recipes and nutritional properties of aşure are discussed.
GİRİŞ
Aşure; bileşenlerini buğday, nohut, kuru fasulye, kuru meyveler, fındık, ceviz ve şekerin oluşturduğu, besin değeri yönünden oldukça zengin bir tatlıdır (Baysal, 2002 ). Aşurenin lezzeti ve besleyici yönü bileşimine giren kuru bakliyat, tahıl, kuru meyveler ve ceviz, fındık gibi protein, karbonhidrat, bitkisel yağ, posa, vitamin ve mineral madde yönünden zengin bileşenlerinden ileri gelmektedir. Bugün yetersiz ve dengesiz beslenme özellikle çocuklarda büyüme ve gelişmeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Aşırı bir reklam bombardımanı ve yanıltıcı ürün pazarlama tekniklerine maruz kalan çocuklar, esas olarak şeker, hidrojenize bitkisel yağ olmak üzere az miktarda önemli besin öğesi barındıran şekerleme ve dondurma türü gıdalarla aşırı kalori almakta fakat vücutları için gerekli besin öğelerinden yoksun kalmaktadırlar. Ailelerin beslenme bilgisinden yoksun oluşu, besinlerin gereği gibi kullanılmayışı, daha çok şekerli, nişastalı gıdaların satın alınması yetersiz ve dengesiz beslenmeye ve buna bağlı olarak hastalıklara karşı vücut direncinin azalmasına yol
açmaktadır. Aşure sağladığı elzem besin bileşenleri ile çoktan hakkettiği “sağlıklı tatlı” imajı kendisine kazandırılacak olursa özellikle çocuklar olmak üzere toplumun her kesimi tarafından daha yaygın olarak tüketilebilecektir. Bu yaklaşım çerçevesinde, bu makalede; aşurenin içeriğinde yer alan temel gıda bileşenlerinin sağlıklı beslenme açısından nitelik ve niceliği tartışılacaktır.
DÜNDEN BUGÜNE AŞURE
Bileşenlerini buğday, fasulye, nohut, pirinç, şeker, incir, ceviz veya fındığın oluşturduğu tatlı ve tuzlu karışımı bir aş olan aşure, Arapça’da ‘aşere’ sözcüğü karşılığı olan ‘on’ anlamına gelmektedir. Burada on sayısı İslamiyet öncesi diğer dinlerde de görülmektedir. Nuh Peygamber ve yanındakiler 10 Muharrem’de yani ocak ayında gemiden çıkıyorlar ve karınlarını doyurmak için hayvan öldürmediklerinden ellerinde kalan erzaklarla bir aş pişiriyorlar. Aşure sadece Müslümanlara özgü olmayan Ermeniler tarafından özel günlerde, Ortodokslar (Rum, Bulgar, Sırp) tarafından da Perhiz dönemlerinde yapılan bir aş olarak biliniyor. Konulan malzemenin en az yedi çeşit olması gerekiyor. Kerbela olayını anmak isteyenler ise hem oruç tutar hem de malzeme sayısını 12 İmama atfen 12 olmasına dikkat ederler (Eksen, 2001).
Osmanlı sofralarının en yaygın tatlısı olan aşure, bir tören tatlısı olup genellikle Muharrem ayının onu ile yirmisi arasında Kerbela Vak’ası anısına yapılmaktadır. Kırk türlü malzemeyle yapılan aşure, her evde bulunan büyük aşure sürahileriyle komşulara dağıtılırmış. Aşurenin, Muharremin onuncu günü Adem baba ile Havva anamızın ilk tanıştığı gün için pişirildiği söylenceleri de vardır (T.C. Kültür Bak., 2000). İstanbul Tophane’de bulunan Kadiriler Asitanesinin 385 senelik geleneksel yemeklerinden olan aşure, iki farklı amaç için pişirilir. İlki Muharrem aşuresi olup, Kerbela Vak’ası anısınadır. İkincisi, Sefer aşuresi olup, Hazret-i İmam-ı Zeynelabidin’in Kerbela’dan sağ salim kurtulması ile peygamber neslinin devamının kutlanmasıdır. Biri hüzün ve matemi, diğeri coşku ve sevinci ifade eder. Aşurenin bir şifa yemeği olduğu inancı yaygındır. Bu nedenle talibi çok olup, ilk piştiği gün kazandan gelenlerce gelmeyen yakınlarına götürülür, hastalara yedirilir. Şeyh Efendi duasında ‘yiyenlere şifa, yiyemeyenlere de nasip olsun’ temennisinde bulunmuştur (Yerasimos, 2002).
Aşurenin ilk safhası Şeyhin cumartesi sabah namazında niyet ve niyazı ile başlar. Bu Hak’tan ve Pir’den desturdur (müsaade dileği). 14 kilo buğday ayıklanır, aynı gün 7 kilo fasulye, 7 kilo nohut haşlandıktan sonra tek tek kabukları ayıklanır. Yedi kilo oluşları 7 Esmaya dayanır. Kabukların soyulması dervişlerin özel giyimleri ile paralel benliklerinden çıkıp, öz varlıklarının ortaya konmasını sembolize eder. Diğer malzemeler hazırlanınca Şeyh, Fatiha ile mutfağı sırlar. Gece kalkıp aş pişirme geleneği ile ilgili olarak iki rekat Husema namazı kılınır. Aşurenin süslenmesi amacıyla üstüne konan malzemelere ‘çeyiz’ adı verilir. 12 İmam ve 12 Piran’a izafeten kazana konan malzemelerin 12 olması önem taşır. En son Hz. Peygamber’in kokusu addedilen gülsuyu özellikle Şeyh eliyle konur (İşli, 2002).
Theofania öncesi ve Paskalya öncesi oruç sırasında evlerde aşure pişirilirdi. Aşure yılbaşından artan kuruyemişlerle, buğday, baklagillerle yapılırdı. Ermeniler ve Türklerin de sevdiği, pişirdiği aşurenin hazırlandıktan sonra dağıtılması adettendi. Yerleşik düzene geçmiş ilkel toplumlardan günümüze dek, doğanın bereketini sağlamak umuduyla sunulan aşure Hristiyanlar ve Müslümanlarca özel günlerde hazırlanmaktadır (Bozıs, 2000).
AŞURENİN YAPIMI
Buğday, fasulye, nohut, kuru üzüm gibi temel bileşenleri aynı kalmakla beraber, aşurenin yapımı yörelere ve ağız tadına göre farklılık göstermektedir. Bazı yörelerimizde taze fındık, portakal kabuğu, taze meyveler ve nar taneleri katılır ve üzerine gülsuyu dökülür, bileşimindeki fasulye ve buğdayın gaz yapmaması için rezene kullanılır. Önceleri şeker yerine pekmez katılırdı, şimdi ise pekmez, renk vermesi amacıyla katılmaktadır. (Eksen, 2001;Ünsal, 2002; Baysal, 2002). Aşure temelde ‘yarma’ adı verilen buğday, kuru fasulye ve nohuttan yapılmaktadır. Bileşimine bazen pirinç, börülce yada üzüm ve incir gibi kuru meyveler dışında kuru kayısı, kestane, portakal kabuğu katılmaktadır. Genel olarak yapılan bir aşure tarifine göre; öncelikle pirinç ve buğday ayıklanarak, pişirilir. Diğer taraftan nohut ve kuru fasulye ayrı ayrı kaplarda yumuşayıncaya kadar pişirilir. Pirinç ve buğday karışımı üzerine kabukları ayrılmış nohut ve kuru fasulye konur, hafif ateşte pişirilmeye devam edilir. Şeker ilave edilerek karıştırılır. İsteğe göre içerisine ceviz, fındık, kuru kayısı ve kuru üzüm, kuru incir katılır, bütün bileşenler özleşinceye kadar pişirilir. Kaselere konduktan sonra tarçın, dövülmüş ceviz, nar taneleri ile süslenir.
AŞURENİN BESİN DEĞERİ
Aşurenin bileşimine giren buğday, kuru fasulye, nohut, pirinç, kuru incir, kuru kayısı, kuru üzüm, fındık ve cevizin çiğ (ham) besin bileşenleri Amerikan Tarım Bakanlığının geliştirmiş olduğu Ulusal Beslenme Veritabanı (USDA internet sitesi) kullanılarak hesaplanmıştır. Tabloda veritabanının sağladığı tüm besin öğelerinden ziyade önemli görülen bileşenlere örneğin sadece elzem amino asit değerlerine yer verilmiştir. Aşure yapımına katılan hammadde miktarları ilave edilen su ve şekeri de içeren besin öğeleri Tablo 1’de gösterilmektedir. Kıvam olarak puding benzeri viskoziteye sahip bir aşure (~%55 su) yapımı için, 1.500 ml su ve gerekli tatlılık için 500 g şeker ilavesi ile toplam ağırlığı 3.200 g olacak şekilde bir aşure elde edildiği düşünülmüştür. Bir porsiyon aşure 300 g kabul edilerek, Tablo 1’in son kolonunda, bu miktar aşure için oransal değerler gösterilmiştir.
Tablo 1’den de görülebileceği gibi, bir porsiyon (300g) aşure tüketildiğinde 15 g toplam protein alınmaktadır. Bu değer 4-13 yaş aralığındaki çocuklar için (Önerilen Günlük Miktar = RDA: Dietary Reference Intake) (RDA 0,85 g/kg vücut ağırlığı / gün) günlük protein ihtiyacının %90-110 unu karşılarken, 70 kg ağırlığında bir erkek yetişkinin günlük protein ihtiyacının (RDA 0,8 g/kg vücut ağırlığı / gün) yaklaşık %30 unu karşılamaktadır. Aşuredeki proteinin kalitesini tahmin edebilmek için elzem amino asitlerin dağılımı (elzem amino asitlerin toplam elzem amino asitler içerisindeki oranları) anne sütü değerleri baz alınarak aşuredeki elzem amino asit dağılımı ile kıyaslanmıştır (Tablo 2). Bu durumda elzem amino asitlerden, lisin %83 ve metionin ve sisteinin toplamı %86 oranında karşılanabilmektedir. Benzer bir hesaplama buğday proteinindeki elzem amino asit dağılımı için yapıldığında % 58 olarak lisin en düşük değeri vermektedir.
Aşurenin besin değerine besinsel lif açısından bakıldığında, bir porsiyon aşure tüketildiğinde 15 g toplam posa alınmaktadır (Tablo 1). Bu ise 4-13 yaş aralığındaki çocuklar için (RDA 20-25 g/gün) günlük lif ihtiyacının % 60-75 ini karşılarken, 70 kg ağırlığında bir erkek yetişkinin günlük lif ihtiyacının (RDA 30 g/gün) %50 sini karşılamaktadır. Aşure, bileşimine katılan fındık ve ceviz sayesinde günlük omega 3 yağ asitleri gereksiniminin %18 ini karşılarken omega 6 gereksiniminin %50 sini karşılamaktadır. Ayrıca bir porsiyon aşuredeki toplam 7 g yağın %42 si oleik asittir. Bu miktar yağ, aşurenin bünyesindeki yağda çözünen vitaminlerin emilimi için oldukça önemlidir. Çocuklar için şiddetle pazarlanan pek çok şekerleme ve unlu mamullerin aksine aşure trans yağ asidi içermez.
Tablo 1. Aşure yapımında kullanılan ham bileşenlerin önemli besin öğeleri
Aşure Bileşimine Katılan Hammaddeler (1)
Buğday
Fasulye
Nohut
Pirinç
İncir
Kaysı
Üzüm
Ceviz
Fındık
Aşure
Besin Birim
400g
200g
200g
100g
100g
50g
50g
50g
50g
300g
Su
g
38
24
23
13
30
16
8
2
3
155
Enerji
kkal
5724
674
3050
358
1041
504,5
626
1369
1315
1.562
Prot.
g
45,24
44,7
38,6
6,5
3,3
1,7
1,5
7,6
6,9
14,7
Lipid
g
6,8
3,0
12,1
0,5
0,9
0,3
0,2
32,6
30,6
8,2
Karb.
g
303
122
121
79
64
31
40
7
9
120
Posa
g
49
49
39
3
10
4
2
3
6
15
Ca
mg
128
294
210
3
162
28
25
49
75
91
Fe
mg
18,2
11,0
12,5
4,2
2,0
1,3
0,9
1,5
1,7
5,0
Mg
mg
372
350
230
23
68
16
16
79
80
116
P
mg
1420
814
732
95
67
35,5
50,5
173
155
332
K
mg
1728
2370
1750
76
680
581
375
220
329
760
Zn
mg
13,3
7,3
6,86
1,1
0,55
0,2
0,11
1,55
1,1
3,01
Cu
mg
1,5
1,7
1,7
0,21
0,29
0,17
0,16
0,79
0,8
0,68
Mn
mg
15,3
2,8
4,4
1,0
0,5
0,1
0,2
1,7
6,3
3,1
Se
mcg
0
22
16,4
1,5
0,6
1,1
0,3
2,45
2,05
4,35
Vit B1
mg
1,55
1,55
0,95
0,57
0,09
0,01
0,05
0,17
0,24
0,49
Vit B2
mg
0,43
0,33
0,42
0,05
0,08
0,04
0,06
0,08
0,06
0,15
Niasin
mg
17,5
4,38
3,08
4,11
0,62
1,3
0,38
0,56
0,78
3,07
P.asit
mg
3,82
1,49
3,18
1,29
0,43
0,26
0,050
0,29
0,41
1,05
Vit B6
mg
1,47
0,86
1,07
0,17
0,11
0,07
0,09
0,27
0,29
0,41
Folat
mcg
152
728
1114
231
9
5
3
49
39
218
Vit E
mg
4,04
0,04
1,6
0
0,4
2,2
0,1
0,4
8,8
1,6
Vit K
mcg
7,6
5
18
0
16
1,6
1,8
1,4
0
4,8
18:1
g
0,8
0,3
2,7
0,16
0,16
0,04
0,026
4,47
24,1
3,07
18:2
g
2,7
0,4
5,2
0,11
0,35
0,04
0,014
19,1
2,75
2,89
18:3
g
0,1
0,7
0,2
0,02
0,00
0,00
0,004
4,54
0,03
0,53
Trp
g
0,7
0,5
0,4
0,1
0,02
0,01
0,03
0,09
0,09
0,18
Thr
g
1,5
1,4
1,4
0,2
0,09
0,04
0,04
0,30
0,23
0,49
Ile
g
2,1
1,9
1,7
0,3
0,09
0,03
0,03
0,31
0,25
0,63
Leu
g
3,7
3,5
2,8
0,5
0,13
0,05
0,05
0,59
0,49
1,10
Lys
g
1,2
2,6
2,6
0,2
0,09
0,04
0,04
0,21
0,19
0,67
M+C
g
2,0
0,9
1,0
0,3
0,07
0,02
0,02
0,22
0,23
0,45
P+Y
g
4,2
3,3
3,0
0,6
0,12
0,05
0,08
0,56
0,45
1,15
Val
g
2,4
2,5
1,6
0,4
0,12
0,04
0,04
0,38
0,3
0,73
(1) Toplam ağırlık 1500mL su ve 500g şekeri de içerdiği halde bu değerler tabloda gösterilmemiştir. Veritabanından alınan değerler Buğday: Wheat, hard white; Fasulye: Beans, navy, mature seeds, raw; Nohut: Chickpeas (garbanzo beans, bengal gram), mature seeds, raw; Pirinç: Rice, white, short-grain, raw;İncir: Figs, dried, uncooked; Kayısı: Apricots, dried, sulfured, uncooked; Kuru Üzüm:Raisins, seedless; Ceviz: Walnuts, english; Fındık: Nuts, hazelnuts or filberts, blanched
Günlük gereksinim duyulan karbonhidratın %60 ını (RDA 130g/gün) sağlayan aşurenin bünyesindeki karbonhidratın %38 i nişastadan gelirken %40 ı katılan şekerden gelmektedir. Ancak bünyesine giren şeker yerine yapay tatlandırıcı kullanılırsa hafif aşure de yapılabilir. Bu durumda aşure içerisindeki toplam karbonhidratın %60 ı nişastadan gelecektir ve diğer besinlerin de oransal miktarları artacaktır. Örneğin protein 15g dan 18g a çıkacaktır.
Tablo 2. Aşure ve anne sütündeki proteinlerde bulunan elzem amino asitlerin karşılaştırılması
Elzem amino asitler g / 100 g protein
Elzem amino asitler %
Elzem Amino Asitler
Aşure
Anne sütü(1)
Aşure
Anne sütü
Kıyaslama (Aşure*100/Anne Sütü)
Triptofan
1,186
1,7
3,245
3,917
%83
Treonin
3,322
4,3
9,089
9,908
%92
Izolösin
4,241
4,6
11,6
10,599
%109
Lösin
7,467
9,3
20,43
21,429
%95
Lisin
4,546
6,6
12,44
15,207
%82
Metionin ve Sistin
3,055
4,2
8,359
9,677
%86
Fenilalanin ve Tirozin
7,803
7,2
21,350
16,590
%129
Valin
4,932
5,5
13,49
12,673
%106
(1)Kaynak: Cheftel, J.C.ve ark.
Vitamin ve özellikle mineraller açısından da aşure oldukça önemli yararlar sağlamaktadır. Tablo 3’de bir porsiyon aşurenin sağladığı mineral madde ve vitaminin belli yaş grupları için önerilen günlük miktarı karşılamadaki önemi gösterilmiştir. Bir porsiyon aşure, 4-8 yaşlar arası çocuklar için, günlük gereksinim duyulan demirin %50 sini, magnezyumun %90 ını, fosforun %66 sını, çinkonun %25 ini, selenyumun %15 ini ve bakır ve manganez için ise %200 e yakın değerlerini içermektedir. Yine bir porsiyon aşure aynı grup çocuklar için, günlük gereksinim duyulan vitaminlerden folik asitin %109 unu, tiaminin %81 ini, B6 vitamininin %67 sini, niacinin %38 ini, pantotenik asidin %35 ini, E vitamininin %23 ünü ve K vitamininin %9 unu içermektedir.
Tablo 3. Aşurenin sağladığı vitamin ve mineral maddeler ve belli yaş grupları için önemi.
RDA Değerleri(1)
Aşurenin sağladığı %RDA
Besin Öğeleri
Birim
Bir porsiyon Aşure
Çocuk 4-8 yaş
Erkek 19-30 yaş
Çocuk 4-8 yaş
Erkek 19-30 yaş
Kalsiyum
mg
91
800
1000
11
9
Demir
mg
5
10
8
50
63
Magnezyum
mg
116
130
400
89
29
Fosfor
mg
332
500
700
66
47
Çinko
mg
3,01
12
40
25
8
Bakır
mg
0,68
0,4
0,9
170
75
Manganez
mg
3,04
1,5
2,3
202
132
Seleniyum
mcg
4,35
30
55
15
8
Thiamin
mg
0,485
0,6
1,2
81
40
Riboflavin
mg
0,145
0,6
1,3
24
11
Niacin
mg
3,068
8
16
38
19
Pantotenik asit
mg
1,050
3
5
35
21
Vitamin B-6
mg
0,412
0,6
1,3
69
32
Folat, toplam
mcg
218,4
200
400
109
55
Vitamin E
mg
1,63
7
15
23
11
Vitamin K
mcg
4,77
55
120
9
4
(1)RDA değerleri için kaynak rapor: Dietary Reference Intakes for Energy, Carbohydrate. Fiber, Fat, Fatty Acids, Cholesterol, Protein, and Amino Acids (2002) Http:// www.nap.edu.
SONUÇ
Toplumu oluşturan bireylerin sağlıklı ve güçlü olarak yaşaması yeterli ve dengeli beslenmeye bağlıdır. Bu durum kültür ve refah düzeyinin artmasıyla ilgili olduğu kadar topluma sağlıklı ürünlerin sunumuna da bağlıdır. DPT tarafından yayınlanan 2003 yılı Ulusal Gıda ve Beslenme Stratejisi Çalışma Grubu Raporunda çocukların beslenmesinde karşılaşılan en önemli sorunun büyüme ve gelişme yavaşlığı olduğu ve buna da birinci olarak protein-enerji malnütrasyonundan kaynaklanan dengesiz beslenmenin neden olduğu bunu demir yetersizliği anemisinin izlediği belirtilmektedir (DPT Yayın No: 2670). Hiç şüphesiz ki özellikle çocukları hedef alan sorumsuz gıda pazarlama tekniklerinin ve reklamların çocukların dengesiz beslenmesi üzerine olumsuz etkileri küçümsenemeyecek kadar çoktur.
Tatlı olarak tüketilecek bir kase aşure önemli besin öğelerini bünyesinde barındırmaktadır. Hamurdan yapılan pek çok tatlı, pasta ve özellikle çocukları hedef alarak sorumsuzca pazarlanan şekerlemeler, dondurma, çikolata benzeri hazır yiyecekler; basit şeker ve hidrojenize edilmiş doymuş yağ bakımından zengin ancak protein, lif ve vitamin ve mineraller açısından fakirdir. Hidrojenize bitkisel yağların içerdiği trans yağ asitlerinin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini ortaya koyan araştırmalardan sonra Amerikan Gıda ve İlaç Bakanlığı (FDA) 2006 yılından itibaren gıdalar içerisindeki trans yağ asitleri miktarının açıklanmasını şart koşmuştur. Aşure, bu tip yiyeceklerle kıyaslandığında, toplumun her kesimi ve özellikle çocuklar için vücuda kazandırdığı protein başta olmak üzere, besinsel lif, çeşitli vitamin ve mineraller yönünden üstünlük göstermektedir. Besinsel lif, günlük ihtiyacı karşılanması zor olan bir besin öğesidir. Sağlık üzerine olumlu etkileri nedeniyle, besinsel lifin önemi giderek artmaktadır.
KAYNAKLAR
Baysal, A., 2002. Beslenme Kültürümüz. T.C. Kültür Bakanlığı Kültür Eserleri. 2002, Ankara. 146s.
Bozıs, S., 2000. İstanbul Lezzeti, İstanbullu Rumların Mutfak Kültürü. Tarih Vakfı Yurt Yayınları. Çeviri: Foti Benlisoy, Stefo Benlisoy. 96s.
Cheftel, J.C., Cuq, J-L ve Lorient, D. Amino acids, Peptides, and Proteins:(Bölüm 5) Food Chemistry. 2.Edition edt.Fennema, O.R., Marcel Dekker, Inc., New York, 1985, 323s.
DPT Yayın No: 2670. Ulusal Gıda Ve Beslenme Stratejisi Çalışma Grubu Raporu, 2003. Http://ekutup.dpt.gov.tr/gida/ugbs/beslenme.pdf
Eksen, İ., 2001. Çok Kültürlü İstanbul Mutfağı. Rumlar, Ermeniler, Museviler, Türkler, Yemek Kültürleri, Tanıklıklar ve Tarifler. 119s.
İşli, N.H., 2002. Tatlı Yiyelim Yemek Kitabı. III. Bölüm, Tarih- Halkbilimi-Edebiyat. Hazırlayan: M. Sabri Koz.
RDA:Dietary Reference Intakes for Energy, Carbohydrate. Fiber, Fat, Fatty Acids, Cholesterol, Protein, and Amino Acids (2002) Http:// www.nap.edu.
T.C. Kültür Bakanlığı. Hünkar Beğendi 700 Yıllık Mutfak Kültürü. 200.191 s.
USDA internet sitesi: USDA National Nutrient Database for Standard Reference http://www.nal.usda.gov/fnic/foodcomp/search/
Ünsal, A.T., 2002. Ayıntab’tan Gazi Antep’e Yeme- İçme. 248s.
Yerasimos, M., 2002. 500 Yıllık Osmanlı Yemek Kültürü. Günümüze Uyarlanmış 99 Osmanlı Yemeği. Osmanlı Mutfağı. 207 s.

Besinsel Lif Katkılarının Mersin Kazan Simidinin Kalitesi Üzerine Etkisi
Belma Şenol ve Erşan Karababa
Mersin Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü, Mersin
ÖZET
Bu çalışmada farklı oranlarda (%10, %20, %30, %40) kullanılan besinsel lif katkılarının (kepek, arpa unu, soya unu) Mersin kazan simidinin kalite özellikleri üzerine etkisi incelenmiştir. Kullanılan tüm katkı maddeleri ve oranları simidin fiziksel ve duyusal özellikleri üzerine istatistiksel olarak önemli etkisinin olduğu belirlenmiştir. Katkılı simitlerin fiziksel özelliklerinde kontrol örneklerine göre azalma görülmekle birlikte bu değişim pratik olarak kaliteyi olumsuz yönde etkilememiştir. Katkı maddelerinin duyusal özellikler üzerine etkisi incelendiğinde de benzer sonuçlara ulaşılmıştır. Tüm katkıların kullanılan bütün düzeylerinde tüketilebilir nitelikte simitler üretilmiştir
Effects of Dietary Fiber on the Quality of Mersin Simit
ABSTRACT
Effects of dietary fiber on the physical and sensory properties of Mersin simit (sesame seed ring) were investigated. Three types of dietary fiber sources (bran, barley flour, and soy flour) and four levels (%10, 20, 30, and 40) were used in the experiment. Dietary fiber additives and their levels affected on the physical quality and sensory properties of Mersin simit. Simit samples made with adding all dietary fiber sources had close physical and sensory properties to control sample. Acceptable level of additives was 30%. . More than 30% adding caused slight decreases mouthfeel and taste and aroma of simit samples.
GİRİŞ
Buğday ununa, içme suyu, yemeklik tuz, ekmek mayası ve istendiğinde katkı maddeleri katılıp yoğrulması ile elde edilen hamur üzerine çeşni maddeleri (susam, çörekotu) konularak tekniğine uygun şekilde pişirilmesi ile elde edilen ürüne simit denir. Türkiye’de ekmekten sonra en çok tüketilen unlu mamul simittir. Simit özellikle kentlerde üretilen ve yaygın şekilde toplumun her kesiminde tüketilen ve tarihi oldukça eski olan bir üründür. Eskiden olduğu gibi günümüzde de sabah erkenden kalkıp evde kahvaltı yapmaya zaman bulamayanlar, yoldan aldıkları sıcacık simiti yiyerek açlıklarını giderirler. Değişen yaşam biçimiyle, Türkiye'nin ünlü simiti ve simitçileri de değişime uğradılar. Yakın zamana kadar, üzerine istif edilmiş simitlerin bulunduğu açık tablayı, başlarının üzerine koydukları içi pamukla doldurulmuş kumaştan yapılmış küçük bir yastık üzerinde hiç düşürmeden büyük bir ustalıkla taşıyan seyyar simitçi esnafı yavaş yavaş kaybolmaya; yerlerini belediyelerin öngördüğü şekilde, simitlerini, üzerleri camla kaplı el arabalarında satan esnaf almaya başlamıştır..(www. ada meraklısına.com.tr)
Besinsel lif (bitkisel lif, diet lif); bitkisel materyalin organizma tarafından sindirilemeyen kısmı olarak tanımlanabilir ( Mıettınen,,1987, Selvedran, 1984). Besinsel lifler, selüloz, hemiselüloz, pektin, lignin ve gum olmak üzere beş farklı formda bulunur. Yalnızca bitkisel kökenli gıdalarda
mevcuttur ve bunlar içerisinde gıdalarda en fazla bulunanı da selülozdur (Eastwood, et al. 1973, Mıettınen,,1987).
Besinsel lifler çözünebilen lifler, çözünemeyen lifler olmak üzere başlıca iki grup altında incelenmektedir (Schneeman, 1987). Çözünebilen lifler grubunda yer alan lifler; pektin, gum ve musilaj içermekte olup, suda eriyerek bağırsaklarda viskoz bir jel formuna geçerler (Ink ve Hurt, 1987). Başlıca işlevlerinden birincisi; glikozun çok yavaş bir şekilde kan dolaşımına verilmesini sağlayarak, kan şekerinin vücut tarafından absorbsiyonunu modifiye etmesi ve bu özelliği ile diabet hastalığında faydalı olmasıdır (Toma, and Curtıs, 1986). İkinci işlevi ise kan kolesterol seviyesinde düşüşe yardımcı olmasıdır. Bu mekanizmanın liflerin, safra asitlerinin sindirim sisteminden geçişini hızlandırması ve buna bağlı olarak safra asitlerinin sentezlenebilmesi için kandan daha fazla kolesterol alınması ile ilgili olduğu düşünülmektedir (Forsythe, et al. 1978, Roberts,L.,1987)
Besinsel lif içeren gıdalarda; hem çözünebilen hem de çözünemeyen lifler değişik oranlarda bulunur. Sağlıklı beslenme açısından en yararlı olanı da her iki lif grubunu içeren gıda maddelerinin alınmasıdır. Besinsel lifler; özellikle kepek kısmı ayrılmamış tahıllarda, bunlardan elde edilen ürünlerde, baklagillerde, taze ve kurutulmuş meyve ve sebzelerde bol miktarda bulunmaktadır. (Wısker et al.1985)
Yukarıda belirtilen tıbbi nedenler, besinsel lif içeriği yüksek gıdalara olan talebi tekrar artırmıştır. Bu konuda hububat ürünleri,özellikle de besinsel lif içeriği artırılmış ekmek ve fırıncılık ürünleri önemli bir potansiyele sahiptir. Bu amaçla; çeşitli araştırmacılar tarafından,besinsel lif içeriği yüksek pek çok madde ekmeğe katılmış ve ekmek teknolojisi açısından etkileri incelenmiştir (Van Dokkum, et al.,1983, Özboy ve Köksel 1997, Basman ve Köksel 1999, Basman Köksel H, 2001)
Bu çalışmanın amacı Mersin simitine %10, %20, %30, %40 düzeylerinde katılan kepek, arpa unu ve soya ununun simit kalitesi üzerine olan etkilerinin belirlenmesidir.
MATERYAL ve YÖNTEM
Bu çalışmada kullanılan ekmeklik buğday unu örnekleri (Tip-650) Karşıyaka Un Fabrikasından satın alınmıştır. Besinsel lifler, Çukurova Üniversitesinden sağlanmıştır. Simit yapımında kullanılan diğer maddeler ise piyasadan temin edilmiştir. Denemede kullanılan örnekler buğday ununa %10, %20 ,%30 ,%40 düzeylerinde ince kepek, arpa unu ve soya unu katılması ile oluşturulmuştur.
Mersin kazan simidi % un esasına göre %7 maya, %3.5 tuz, %3.5 katkı maddesi ve %62.5 su kullanılarak üretilmiştir.. 220-230 °C‘de15 dakika taş fırında pişirilmiştir.Mersin simidi için; optimize koşul olarak seçilen % 1 maya miktarı ve 30 dak fermantasyon süreleri esas alınarak , %10, %20, %30, %40 oranlarında ince kepek, arpa unu ve soya unu katılarak simitler yapılmıştır. Simitlerin fiziksel özellikleri kumpas aleti ile simidin et kalınlığı, yüksekliği, iç çap ve dış çaplarının ölçülmesiyle belirlenmiştir. Simitlerin duyusal özellikleri şekil ve simetri, simit içi gözenek yapısı, simit içi rengi, simit kabuk rengi, kabuk kalınlığı, ağız hissi, dişlerde bıraktığı kalıntı, gevreklik, tat ve aroma kriterleri kullanılarak belirlenmiştir.
Sonuçlar varyans analizi ile değerlendirilmiş ve elde edilen veriler LSD testi uygulanarak gruplandırılmıştır.
BULGULAR VE TARTIŞMA
Besinsel Lif Katkılarının Mersin Simidinin Fiziksel Özellikleri Üzerine Etkisi
Ekmeklik buğday ununa kepek, arpa unu ve soya unu katılarak üretilen Mersin simidi örneklerinin kalite özelliklerine üzerine besinsel lif katkılarının, katkı miktarlarının ve interaksiyonlarının istatistiksel olarak önemli etki yaptığı gözlenmiştir.
Besinsel lif katkılarının, Mersin simidinin fiziksel kriterleri üzerine etkisi Çizelge 1’de verilmiştir. Örneklerde pişme kaybı %7.42-8.02, simit yüksekliği 2.53 ile 2.55 cm arasında, simit kalınlığı 2.79-3.03 , simit iç çap 6.24-7.15 ve dış çap 11.72-12.29 cm olarak bulunmuşturi En yüksek kalınlık değerleri arpa unu katılmış örneklerde saptanırken; en yüksek simit iç çapı ve dış çapı kepek katılmış örneklerde bulunmuştur. Ayrıca kepek, arpa ve soya unlu örneklerin üçünde de simit yüksekliği değerlerinin 2.55 cm ile aynı değer olduğu gözlenmiştir. Kepek ve soya unu katılmış örneklerin pişme kaybı arpa unu katılmış örneklere göre daha fazla bulunmuştur. Pişme kaybı kepekli örnekler için 7.69, arpa unu katılmış örnekler için ise %7.42 dir. Örnekler arasında en yüksek pişme kaybı soya unu eklenmiş örnekte görülmüştür ve bu değer %8.02’ dir. Kepek ve soya unu katkılı simitlerin kalınlıkları arasında farklılık bulunmamıştır. Kepek katkısı simitlerin iç ve dış çaplarının artışı üzerine diğer katkılara göre daha fazla etki göstermiştir.
Çizelge 1. Besinsel Liflerin Mersin Simitinin Fiziksel Kriterleri Üzerine Etkisi
Katkı
Pişme kaybı
Simit
Yüksekliği
Simit et kalınlığı
Simit
iç çap
Simit
dış çap
Kepek
7.69 b
2.55
2.79 b
7.15 a
12.29 a
Arpa unu
8.64 a
2.55
3.03 a
6.24 c
11.72 c
Soya unu
7.71 b
2.53
2.89 b
6.73 b
12.01 b
LSD
0.32
0.12
0.27
0.21
* Aynı sütunda,aynı harf ile gösterilen ortalamalar arasında istatistiksel olarak fark yoktur.(p<.0.05)
Besinsel lif düzeylerinin, Mersin simidinin fiziksel kriterleri üzerine etkisi Çizelge 2’de verilmiştir. Besinsel lif katılmamış örneğin pişme kaybı %10.25 simit yüksekliği 2.64 cm, simit kalınlığı 3.1 cm, simit iç çapı 6.74 cm ve dış çapı 12.35 cm olarak bulunmuştur. Besinsel lif katılmış örneklerde ise; pişme kaybı %6.91-7.63 simit yüksekliği 2.4-2.6 cm, simit kalınlığı 2.72-2.93 cm, simit iç çap 6.49-6.97 cm ve dış çap 11.76-12.12 cm arasında değiştiği saptanmıştır..
Çizelge 2. Besinsel Liflerin Düzeylerinin ,Katkılı Mersin Simidi’nin Fiziksel
Kriterleri Üzerine Etkisi
Katkı Düzeyleri
(%)
Pişme kaybı
Simit
Yüksekliği
Simit et kalınlığı
Simit
iç çap
Simit
dış çap
0
10.25
2.64 a
3.10 a
6.74 ab
12.35 a
10
6.12
2.60 a
2.87 b
6.49 b
11.76 c
20
9.63
2.59 ab
2.93 b
6.47 b
11.90 bc
30
7.37
2.49 bc
2.89 b
6.86 a
12.12 ab
40
6.70
2.40 c
2.72 c
6.97 a
11.91 bc
LSD
0.11
0.15
0.35
0.27
* Aynı sütunda,aynı harf ile gösterilen ortalamalar arasında istatistiksel olarak fark yoktur.(p<.0.05)
Katılan bütün besinsel lif düzeylerinin, simit yüksekliği, simit kalınlığı ve simit dış çapı değerlerini düşürdüğü fakat simitlerin iç çaplarını artırdığı görülmüştür. Pişme kaybı besinsel lif katılmamış örnekte % 10.25 ile en yüksek değerdir. Tüm katkı düzeylerinin, pişme kaybını azalttığı görülmüştür. En düşük pişme kaybı değerleri %10 ve %40 düzeylerinde bulunmuştur. Simit yükseklik değerleri katkı miktarı % 10’dan %40’a yükselirken 2.60 cm’den 2.40 cm’e doğru azalma göstermiş fakat kontrol örneğinden daha düşük bulunmuşlardır. Kontrol örneğine en yakın simit kalınlığı değeri % 20 katkı oranında gözlemlenmiştir. Simit iç çapı diğer kriterlerin aksine katkı oranlarının artışı ile 6.97 cm ‘ye kadar çıkmış ve kontrol örneğinin kalınlık değerini geçmiştir.
Katkı × katkı miktarı etkileşiminin, Mersin simidinin fiziksel özellikleri üzerine etkisi olduğu gözlenmiştir.(Sonuçlar verilmemiştir) En düşük pişme kaybı soyanın %20 düzeyinde görülmüştür. Bunu arpanın %40 ve % 30 düzeyleri ile kepeğin %10 düzeyleri izlemiştir
Katkı × katkı miktarı etkileşiminin, kontrol örneklerine göre pişme kaybını azalttığı görülmüştür. En yüksek simit yüksekliği %10 düzeyinde arpa unu katkılı simitte, en yüksek simit kalınlığı ise %30 düzeyinde yine arpa unu katkılı simitte saptanmıştır. Bunu soya unu katkısının %10 düzeyi ve kepeğin %20 ile %40 düzeyi izlemiştir ve değerleri birbirine yakın bulunmuştur. Kepek katkılı örneklerin tümü kontrol örneğinden daha düşük simit yüksekliği ve kalınlığı değerine sahiptir. Benzer sonuçlar arpa katkılı örneklerde %30, soya unu katkılı örneklerde ise %20 katkılı örnek dışında aynı şekilde saptanmıştır. Örnekler arasında simit dış çapı değerinde herhangi bir farklılık görülmezken, simitlerin iç çap değerleri %40 kepek katkısı dışında, katkı oranının artması ile artmıştır.
Besinsel Lif Katkılı Mersin Simidinin Duyusal Özellikleri
Çalışmada değerlendirilen duyusal kalite kriterleri; simit içi gözenek yapısı, simit içi rengi, kabuk rengi, kabuk kalınlığı , ağız hissi, dişlerde bıraktığı kalıntı, gevreklik, tat ve aroma, şekil ve simetridir. Besinsel lif katkılarının, katkı miktarlarının ve interaksiyonlarının duyusal özellikleri üzerine istatistiksel olarak önemli etki yaptığı gözlenmiştir. Besinsel liflerin, Mersin simidinin duyusal kriterleri üzerine etkisi Çizelge 3’de verilmiştir Duyusal puan değerleri , simit içi gözenek 4.55-4.95, simit içi rengi 3.0-4.05, ağız hissi 3.7-4.95, tat ve aroma 3.55-4.45, şekil ve simetri 4.5-4.8 arasında değişim göstermiştir. Besinsel lifler arasında kepek katılarak üretilen Mersin simitlerinde, en yüksek duyusal puan değerleri bulunmuştur. Bunu arpa ve soya unu katılmış örnekler takip etmiştir ve tüm besinsel liflerin duyusal puan değerlerinin birbirine yakın olduğu görülmüştür.
Çizelge 3. Besinsel Liflerin Mersin Simitinin Duyusal Kriterleri Üzerine Etkisi
Katkı
Simit içi gözenek
Simit içi rengi
Simit
kabuk rengi
Kabuk
kalınlık
Ağız
hissi
Dişlerde bıraktığı
kalıntı
Gevreklik
Tat ve aroma
Şekil ve simetri
Kepek
4.95 a
3.95 a
4.35
4.90
4.95 a
5.00
4.60
4.20 b
4.50 b
Arpa unu
4.60 b
4.05 a
4.30
4.85
4.45 b
4.85
4.85
4.45 a
4.75 a
Soya unu
4.55 b
3.00 b
4.45
4.95
3.70 c
4.95
4.85
3.55 c
4.80 a
LSD
0.17
0.17
0.17
0.21
0.20
* Aynı sütunda,aynı harf ile gösterilen ortalamalar arasında istatistiksel olarak fark yoktur.(p<.0.05)
Uygulanan %10, %20, %30, %40 katkı düzeylerinin ve kontrol örneğinin, simit içi gözenek, simit içi rengi, simit kabuk rengi,ağız hissi, tat-aroma, şekil ve simetri özellikleri üzerinde istatistiksel olarak %1 düzeyinde önemli bulunmuşken; kabuk kalınlığı, dişlerde bıraktığı kalıntı ve gevreklik özellikleri üzerinde önemsiz olduğu saptanmıştır. Simit örneklerine katılan besinsel lif düzeylerinin duyusal puan değerleri karşılaştırıldığında % 10 düzeyinin en yüksek değer verdiği ve bu düzeydeki örneğin, kontrol örneğindeki değerden de yüksek olduğu tespit edilmiştir (Çizelge 4). Artan katkı düzeylerinde, duyusal puan değerleri azalmıştır.
Çizelge 4. Besinsel Liflerin Düzeylerinin ,Katkılı Mersin Simidi’nin Duyusal Kriterleri Üzerine Etkisi
Katkı Düzeyleri
(%)
Simit içi gözenek
Simit içi rengi
Simit
kabuk rengi
Kabuk
kalınlık
Ağız
hissi
Dişlerde bıraktığı
kalıntı
Gevreklik
Tat ve aroma
Şekil ve simetri
0
5.00 a
5.00 a
5.00 a
5.00
5.00 a
4.92
4.58
4.42 b
4.17 c
10
4.83 ab
4.83 b
4.50 b
5.00
5.00 a
5.00
4.83
4.75 a
5.00 a
20
4.67 bc
4.08 c
4.17 c
5.00
4.58 b
5.00
4.67
4.33 b
4.83 ab
30
4.58 cd
2.92 d
4.08c
4.83
4.00 c
4.92
4.92
3.75 c
4.75 ab
40
4.42 d
2.00 e
4.08c
4.67
3.25 d
4.83
4.83
3.08 d
4.67 b
LSD
0.22
0.22
0.22
0.22
0.28
0.25
* Aynı sütunda,aynı harf ile gösterilen ortalamalar arasında istatistiksel olarak fark yoktur.(p<.0.05)
Katkı × katkı düzeyleri etkileşiminin Mersin simidinin duyusal özellikleri değerlendirildiğinde. kontrol örneklerine ait değerler 42.8-43.3 arasında belirlenmiştir (Sonuçlar verilmemiştir). Genel olarak ise duyusal puan değerleri 33.3-44.0 arasında bulunmuştur. En yüksek değerler kepeğin,arpanın ve soyanın %10 düzeylerinde Mersin simidine katılmasıyla saptanmıştır. Buna karşılık en düşük değerler, %40 düzeyinde katılan kepek, arpa ve soya ununda Besinsel lifler arasında en yüksek duyusal puan değeri kepek katılan simitlerde, en düşük değer ise soya katılan örneklerde belirlenmiştir. Düzeyler arttıkça duyusal puan değerlerinin azaldığı saptanmıştır.
SONUÇ
Besinsel lif katkıları olarak kullanılan kepek, arpa unu ve soya ununun Mersin kazan simiti üretiminde %30 oranına kadar simitin fiziksel ve duyusal kalite özelliklerinde herhangi bir bozulmaya neden olmaksızın kullanılabileceği gözlenmiştir. Çalışmada örneklere en yüksek düzey olarak katılan %40 katkı dahi bazı duyusal kriterler dışında simit kalitesini olumsuz yönde etkilememiştir. Denemeye alınan her 3 katkı maddesinin de simit üretiminde kullanılabileceği belirlenmiştir. Bu besinsel lif kaynağı katkı maddelerinin kullanılmasının beslenme yararları dışında simit üretim maliyetinin azalmasına da katkısı olacaktır. Türkiye’de simit üretimi ve kalitesi ile ilgili günümüze kadar yapılmış bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Bu konu ile ilgili birçok çalışmanın yapılması, geleneksel unlu gıdalarımızdan olan simitin üretiminin ve
kalitesinin belli bir standarda getirilmesi ve simit kalitesi ile ilgili olarak daha çok bilimsel veri sağlanmasına çalışılmalıdır.
KAYNAKLAR
Anderson,J.W., Deakıns,D.A., Floore, T.L., Smıth,B.M. and Whıtıs,S.E., 1990.Dietary fiber and coronory heart disease. Food Sci.and Nutr.29(2):95
Basman A.,Köksel H.,1999. Properties and composition of Turkish flat bread supplemented with barley flour and wheat bran. Cereal Chemistry 76:506-511
Basman A.,Köksel H.,2001. Effects of barley flour and wheat bran supplementation on the properties and composition of Turkish flat bread, yufka. Eur Food Res.Technology 212:198-202
Eastwood, M. A., Kirkpatrick, J. R., Mitchell, W. D., Bone, A. and Hamilton, T., 1973. Effects of dietary supplements of wheat bran and cellulose on faeces and bowel function.
Forsythe, W.A., Chenoweth,W.L. and Bennınk,M.R.,1978.Laxation and serum lipid cholesterol in ratsfed plant fibers. J.Food Sci.43:1470.
Ink,S.L.,Hurt,H.D.,1987. Kırwan,W.O.,Smıth,A.N.,McConnell,A.A.,Mıtchel,W.d.,Eastwood,M.A.,1974.Actionof different bran preparations on colonic function.Br.Med.J.4:187 Nutritional implications of gums. Food Technology 41:77.
Mıettınen,T.A.,1987.Dietary fiber and lipids.Amer.J.Clin.Nutr.45:1237.
Özboy Ö.,Köksel H.,1997.Unexpected strengthening effects of a coarse wheat bran on dough rheological properties and baking quality. J.Cereal Sci.25:77-82.
Roberts,L.,1987.Study Bolsters case against cholesterol. Science 237:28.
Roehrıng,K.L.,1988.The physiological effects of dietary fiber.Food Hydrocolloids 2(1):1-18.
Schneeman,B.O.,1987.Soluble vs. insoluble fiber. Different physiological responses. Food Tech.41:81.
Selvedran,R.R.,1984.The plant cell wall as a source of dietary fiber :Chemistry and structure.Am.J.Clin.Nutr.39:320.Br.Med.J.4:392.
Toma, R.B. and Curtıs,D.J.,1986a. Dietary fiber: Its role for diabetics. Food Tech.40(2):118.
Truswell ,A.S.,1985.reducing the risk of coronory hearth disease.Br.Med.J.295:34.
Van Dokkum,W.,Pikaar,N.A. and Thissen ,J.T.N.,1983.Physiological effects of fibre-rich types of bread 2.Dietary fiber from bread :digestibility by the intestinal microflora and water holding capacity in the colon of human subjects.Br.J.Nutr.50:61.
Wısker ,E.,Feldheım,W.,Pomeranz ,Y.,Meuser,F.,1985.Dietary fiber in cereals:Advances in Cereal Science and Technology Vol:VII,Y.Pomeranz
www. ada meraklısına.com.tr

Hiç yorum yok: